Perşembe, Aralık 9

Facebook

Ekşisözlük misali tanımla gireyim de tam olsun;

Tanım: Milletin hakkında bir bok bilmediği sosyal paylaşım sitesi.

En son yeni tasarımıyla beraber tekrar gündeme ortak oldu. Yorumlara baksana; 'Bu ne yaaa g.tüm gibi.' Oğlum sen gerizekalı mısın? O nasıl bir yorum öyle? Orana benzemeyen nasıl olacak? Bize istediklerini ilet, biz de Zuckerberg' e mail atalım, efenim şu arkadaş şöyle istiyor diye. Bizim iç çamaşırcı Hurşit abi bile senede 5 kez vitrini değiştiriyor. Siyahtan kırmızıya, paçalıdan tenasüp yerini fit edene. Bu nedendendir, hala adama Hurşit abi dememin sebebi. Saygılıyım. Yenilikçi bir kere. Eee bizim Zuckerberg n'apsın? Değiştirmesin mi? Allahına kadar. Yapıcı eleştirilerden o kadar uzağız ki. Rus bir kız arkadaşım var. Yok arkadaş değil, bildiğin kız arkadaş. Kız bana öyle yapıcı söylemlerde bulundu ki, kızın, benim fazlaca kendimi düzeltmemden dolayı artık bana uygun olmadığına karar vereceğim neredeyse. Düşün! Altında yatan binlerce kifayetsiz düşünceyi. Az düşün ulan. Çok mu zor :' abi bu feysbuk şimdi böyle yaptı ya, bence videoya isim koyma seçeneği de ekleseydi, iyi olmaz mı idi Selahattin abi?' Uuu bu bizim halk için çok zor, biliyorum. G.tüme benzemiş. Bana ne?

Bak bir de şey var :'Abi kapattım ben hesabımı oh şuku şuku şükelaa. Dün bir açıp baktım, sonuç hüsran. Hala aynı bozukluklar.' Sana zorla gir diyen mi var? Hele de bu zamanda? Zorla gir! diyen zor bulunur be dostum. Senin dağları aşman gerek girmek için. Ama sen aşmışsın belli. Mutlu olmadım deyip çıkmışsın. E oldu mu şimdi? Facebook sana kırmızı mı mavi mi? diye sormadı ki. Sen kırmızıyı seçip mutlu olacağını sanmışsan, Zuckerberg'in suçu ne? Sanma ki mavide o iş. O facebookun teması. Sana kimse mutluluğu vaad etmedi ki?

'Etraf salak salak videolarla kaynıyor, herkes çok aptalll.' Abi senin etrafında mal mal tipler çoksa Zuckerberg'in suçu ne? Biz mi dedik sana her arkadaşlık isteğini yanıtla deyu. Bak mesela benim bir arkadaş var listemde, hem de kız. Her gün yeni bir ileti yazıyor, ben de bu sayede gündeme uzak kalmıyorum. haberturk.com gibi birşey lan o kız. Mustafa diye bir dostum var. Bir şarkıdan bahsediyor (genelde her şarkıyı benden önce keşfeder, rammstein hariç). Hemen dostum yolla diyorum facebooktan, yolluyor. Müzik gündemine de yakınım. Memo var, ev arkadaşım, bi espri yapıyor, hemen kopyala, az değiştir, yapıştır yapıyorum; manyak prim abi. Abi sen Yılmaz Vural' la arkadaş isen bize ne?

''Facebook zaman kaybıııı." veya "yaa arkadaş çöpçatanlığın yeni boyutu." veya "2 seneye biter gider, kimsecikler adını hatırlamaz." diyen çok bilmişler, siz bunu yonja, hi5 falan sandınız herhalde? Bak dostum gel otur, export mal prestige veriym sana, evde klozet de var. Ama otur dinle! Bu facebook var ya, uzaktakileri birbirine daha yakınlaştırmak için var oldu ve prim yapmaya bu sayede devam ediyor. Hala inanmıyorsan Lark' ını da al git buradan!


Ha bir de bu facebook modasının geçeceğini sanıyorsan, yanılıyorsun. Adı üzerinde moda değil bu. Fan sayfası var bunun, haber alma özelliği olan, connect to people var tanımadıklarınla seni aynı masada poker oynatan, gönderileri kaldır var, sevmediğin adamlar için. Kullan bunları ve kendi tabirinle 'mutlu' ol yeter.

Ama sana en güzelini söyleyeyim mi? Bu facebook var ya bu kahrolasıca. En büyük olayı 'İnsanlara, kendini meşhur hissettirmesi.' İleti yazan, video paylaşan, bilgilerini basına sızdıran, her şeye 'beğen' veya yorum yapan herkes, takip ediliyorum hazzıyla yapıyor bunları. Kendilerini 'meşhur' görüyor bu insanlar. O yüzden daha fazla kafa yorma usta. Sen de kendi çapında Jimmy Carter olmaya devam et.

Hava buz gibi, simsiyah Miroğlu kabanının tam zamanı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder